Z Kuşağı’nın (çoğu kaynak 1997-2012 doğumlular olarak tanımlıyor) Y Kuşağı’nı (1981-1996) topa tuttuğu videolara rastlıyorum. Çorap boyumuzdan saç ayırma şeklimize, emoji tercihlerimizden 90’lar güzellememize kadar birçok detay onların dilinde ‘cringe’ yani utanç verici!
Geçen gün bir masada “Saçlarını yan-dan ayırıyorsan Y Kuşağı’sın ve cringe’sin, ortadan ayırıyorsan cool’sun” sohbetine denk gelince saçlarımı ortadan ayırdığımı fark edip bir Y Kuşağı üyesi olarak oh çektim ama sonra düşünmeye başladım; gerçekten bu kadar mı demodeyiz? Bir Y Kuşağı kadını ve moda yazarı olarak birçok trendi yakından takip ediyorum. Moda zaten döngüsel bir sistem. Düşük belli kargo pantolonların, retro gözlüklerin, babetlerin geri dönüşüne şaşırmıyorum. Üstelik Z Kuşağı’nın estetik anlayışını hem anlıyorum hem de zaman zaman beğeniyorum. Ama bu eleştiri yalnızca ne giydiğimizle sınırlı değil. Emoji seçimlerimiz, dijital iletişim tarzımız, hatta videolara başlarken cihaz kayıtta mı diye durup beklememiz bile ‘millennial pause’ adıyla dalga konusu. Peki, neden bize bu kadar takılıyorlar?
‘FAZLA ÇABA GÖSTERİYORLAR’
Yakın arkadaşım, motivasyon konuşmacısı Duygu Tunçyürek’in sohbetlerimizden birinde söylediği gibi: “Her jenerasyon bir öncekiyle çarpışıyor. Yakın yaş farkı yüzünden birbirimize en çok benzeyen ama aynı zamanda en rahat hedef alınan jenerasyon da bir önceki oluyor.” Haklı. Biz de zamanında X Kuşağı’nı ‘fazla ciddi giyinen ve işkolik’ bulmuyor muyduk?
Z Kuşağı’nın bu yaklaşımlarını bire bir gözlemleme fırsatım da oluyor. Onlardan biri olan arkadaşım Öykü Gönül, Y Kuşağı’na yönelik bu mesafeyi şöyle özetliyor: “En belirgin farkı fazla çaba olarak görüyorum. Y Kuşağı giyimde her şeyi birbirine uydurma peşinde, sosyal medya kullanımındaysa kendisini çok fazla açıklıyor.” Gerçekten modadan iletişim diline kadar birçok noktada bu çabanın fazlalığı Z Kuşağı’nın gözünde ‘fazla uğraşılmışlık’ hissi yaratıyor. Bu da onlara doğal ve samimi gelmiyor.
Ama şimdi bir düşünelim; Y’ler olarak biz biraz farklı sayılmaz mıyız? Dijitalin ilk çocukları olarak MSN’den TikTok’a, MySpace’ten Reels’e uzanan bir dönüşümün tam ortasında büyüdük. Bu yüzden belki de estetik anlayışımız hep biraz fazla düzenli, fazla uğraşılmış… Filtrelerden kopamayışımız, engel olamadığımız mükemmeliyetçiliğimiz de buradan geliyor. Oysa Z Kuşağı ironiyi seven, spontane ve karma estetikle büyüyen bir jenerasyon. Mükemmellikten çok samimiyet peşindeler. ‘Fazla kasmadan’ kendileri olabiliyorlar. Belki de bizlerin onlardan öğrenmesi gereken şey tam olarak bu. Yani mesele yalnızca moda değil; zamanın ruhuyla gelen değişim
Ama şu gerçeği unutmayalım: Bugün Z Kuşağı’nın sokakta gururla giydiği düşük bel pantolonları, baggy denimleri ilk biz giydik. Kısa çorap giymeyi seviyoruz diye yerden yere vuruluyoruz ama bir dönem de uzun çoraplar hiç havalı’ sayılmazdı. Yani Z’lerden sonra gelecek kuşak bakalım onları hangi moda ‘hataları’yla eleştirecek, hangi alışkanlıkları moda tabirle ‘cringe’ bulunacak?
Z KUŞAĞI’NIN AFFETMEDİKLERİ
◊ Bol üstü, pantolon içine sokmak
◊ Saçları yandan ayırmak
◊ Kısa çorap giymek
◊ Çok yüksek belli pantolonlar
◊ Fazla derli toplu giyinmek
Haberin Devamı
◊ Renkleri uydurmaya çalışmak; mesela çanta, ayakkabı, kemer, her şeyin uyumlu olması…
◊ Gece çıkarken fazla şık olmak. Mini elbise, topuklu giymek, yapılı saçlar…
Z KUŞAĞI’NIN FAVORİLERİ
Straplez üstler kargo pantolonlarla eşleşiyor. H&M, 1.499 lira
Ne kadar bol, o kadar iyi. Yazın paraşüt kumaşlar seviliyor. Pull&Bear, 2.090 lira
Dantelli uzun beyaz etekler olmazsa olmaz. Koton, 1.199 lira
Renkli çerçevesiz gözlükler retro bir tarz katıyor. Ray-Ban, 4.922 lira
KAYNAK:https://pinkymedya.com/2025/05/31/z-kusagi-y-kusagini-cringe-buluyor/
Bu haber doğrusal yazım modeli ile yazılmıştır.