Oyuncular ve özel davetliler, bu küresel sahnede modayı bir ifade aracı olarak da kullanıyor. Kimi zaman bir couture elbise, bir politik mesajı ya da kültürel mirası taşıyor. Haute couture devleri, Cannes kırmızı halısının vazgeçilmezleri arasında. Son yıllarda ise genç ve yenilikçi tasarımcılara yönelim de dikkat çekiyor.
Oyuncular, tasarım seçimlerinde yalnızca estetik değil; aynı zamanda kültürel ifade, ve kişisel duruşlarını da göz önünde bulunduruyor. Bunun yanı sıra kıyafet ve mücevher seçimlerinde marka iş birlikleri , sponsorluklar ve stil danışmanlarının yönlendirmeleri de büyük rol oynuyor.
KIRMIZI HALININ YENİ KODLARI
Bu yıl, 13- 24 Mayıs 2025 tarihlerinde gerçekleşen 78. Cannes Film Festivali, her yıl olduğu gibi sinema kadar modanın da nabzını tutmaya devam etti. Cannes Film Festival yönetimi, açılıştan bir gün önce duyurduğu kırmızı halı kıyafet kurallarındaki önemli değişikliklerle moda dünyasında geniş yankı uyandırdı.
Cannes Film Festivali’nin 2025 itibarıyla getirdiği yeni kıyafet kurallarına göre, tasarımdan daha ön planda olan çıplaklık, çok uzun kuyruklu ve fazla hacimli elbiseler yasaklandı. Oysa son yıllarda transparan ve adeta “yok gibi” duran elbiseler, özellikle sosyal medyada kitleler tarafından yüksek görünürlük elde etmenin ve dikkat çekmenin stratejik bir aracı haline gelmişti. Bu nedenle alınan kararlar, moda çevrelerinde farklı tepkilere yol açtı. Bir kesim bu sınırlamaları ifade özgürlüğüne müdahale olarak değerlendirirken, kimileri de bu durumun yaratıcı tasarımlar için yeni bir alan açabileceğini savunuyor. Modanın mesaj verme gücünü ve yaratıcı ruhunu kısıtlamadığı sürece bu tür kurallar, tasarımcıları daha sade ama etkili anlatımlara, farklı yapı oyunlarına ve özgün yorumlara yönlendirebilir.
CANNES’DE VİNTAGE YANSIMALARI
CANNES kırmızı halısında, vintage ve vintage ilhamlı siluetler ( bkz. Moda Sözlüğü), zamansız tasarımların gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Natalie Portman, Eddington filminin galasında giydiği Christian Dior imzalı siyah ve gümüş remake ( bkz. Moda Sözlüğü) elbisesiyle, geçmişin zarafetini bugünün yorumuyla buluşturdu. Dior’un Sonbahar/Kış 1951 Haute Couture koleksiyonundan referans alan bu özel tasarım, 700 saatlik el işçiliği ile yeniden hayat buldu.
Vintage (bkz. Moda Sözlüğü) tasarım tercih eden bir diğer isim ise Amal Clooney oldu. Bono’nun Stories of Surrender belgeselinin galasında, John Galliano’nun Dior için tasarladığı arşivsel bir elbiseyle kırmızı halıya adım attı. Straplez, kalp yaka kesimli ve yere kadar uzanan kuyruk detayıyla dikkat çeken bu siyah elbise, Galliano’nun dramatik ve feminen siluet anlayışını yansıttı. Festivalin uzun kuyruklu tasarımlara yönelik yeni kısıtlamalarına rağmen, bu elbise hem kural sınırlarını zorlamadan hem de nostaljik bir ihtişam taşıyarak öne çıktı.
Jennifer Lawrence, yeni filmi “Die My Love” galasına, Dior’un 1949 tarihli “Poulenc” tasarımının yeniden yorumuyla katıldı. Straplez kesimli, katmanlı ve pileli tafta kumaştan oluşan, orjinaline sadık kalınarak modern dokunuşlarla yeniden yorumlanan bu arşiv tasarım, Lawrence’ın zamansız şıklık stilini yansıttı.
Vintage tasarımı tercih eden bir diğer isim Alessandra Ambrosio oldu. 1987 yılına ait Balmain Haute Couture arşivinden seçtiği siyah elbisesiyle, klasik şıklığın güçlü bir temsilcisi olarak öne çıktı. Zamansız kesimi ve minimal detaylarıyla dikkat çeken bu elbise, abartıdan uzak ama etkileyici bir duruşun mümkün olduğunu hatırlattı.
Kırmızı halıda en etkili ve ses getiren vintage tasarım giyenlerden bir diğer isim Elsa Hosk oldu. Hosk, “The History of Sound” filminin galasına, Thierry Mugler 1995-1996 Sonbahar / Kış defilesinde, 90’ların efsane modeli Claudia Schiffer’in giydiği çarpıcı arşiv tasarımı tercih ederek dikkat çekti. Ünlü isimlerin yaptığı bu seçimler, zamansız tasarımlarla kişisel stilin nasıl güçlü bir uyum yakalayabildiğini kırmızı halıda gösterdi.
MİNİMALİST TERCİHLER
Cannes Film Festivali’nde minimal tasarım tercih eden isimlerden Julianne Moore, Bottega Veneta’nın yeni kreatif direktörü Louise Trotter imzalı, siyah straplez, tek omuz elbisesi ile kırmızı halıda parladı.
Bir diğer sade tasarım tercih eden isim ise Dakota Johnson oldu. “Splitville” filminin galasına giydiği pembe, taş işlemeli, püsküllü, straplez Gucci elbisesi ile “sade şıklık” akımının en etkili örneği oldu.
MODA SÖZLÜĞÜ
VINTAGE: Moda dünyasında “vintage”, belirli bir döneme ait, geçmişte üretilmiş ve o dönemin stilini, işçiliğini ya da kültürel ruhunu yansıtan kıyafet veya aksesuarlara verilen isimdir. 20 ila 100 yıl öncesine ait parçalar genellikle “vintage” kabul edilir. O dönemin orijinal tasarımıdır. Yeniden yapım ya da esinlenme değildir. Vintage bir parça, sadece bir elbise ya da mücevher değil; aynı zamanda modanın tarihine, estetiğine ve zanaatine tanıklık eden bir mirastır.
REMAKE: “Vintage bir tasarımın remake yapılması” ifadesi, geçmişte tasarlanmış ve moda tarihinde ikonikleşmiş bir kıyafetin, özgün çizgilerine sadık kalınarak günümüz estetik anlayışı ve teknikleriyle yeniden üretilmesi anlamına gelir. Bu tür yeniden yapımlar (remake) genellikle büyük moda evlerinin arşiv koleksiyonlarına dayanır. Kumaş, kesim ve işçilik günümüz teknolojisiyle uyarlanır, ancak elbisenin ruhu ve silueti korunur. Kırmızı halı standartlarına veya kişisel zevklere göre küçük dokunuşlarla zenginleştirilir.
RETRO: Retro, geçmişteki bir döneme — genellikle 1950’lerden 1990’lara — ait stil, desen, renk veya kesimlerin benzeri, yeniden üretilmiş güncel kıyafet ya da aksesuarlardır. O döneme gönderme yapar, ancak günümüzde üretilmiştir. Bir tür stil esinlenmesidir
HAUTE COUTURE: “Haute couture”, Fransızca kökenli bir terimdir. Moda dünyasında en özel, en zarif tasarımları ifade eder. Tamamen elde dikilen, kişiye özel hazırlanan bu kıyafetler, seri üretimden uzak; sadece sanat ve ustalıkla şekillenir. Dior, Chanel ve Schiaparelli gibi markaların kırmızı halıya taşıdığı bu parçalar, sadece şıklık değil, aynı zamanda bir tasarım dili ve kültürel miras sunar.
KOLEKSİYON: Bir moda tasarımcısının veya markanın belirli bir sezon için hazırladığı, belirli bir tema, renk paleti ve tarz anlayışıyla bütünleşmiş tasarımlar bütünüdür.
SİLUET: Bir giysiye uzaktan bakıldığında görünen ana form, o parçanın siluetidir.
ARŞİV TASARIM: Bir markanın ya da tasarımcıının moda tarihi açısından değerli , ikonik olmuş , geçmiş koleksiyonlarına ait orijinal parçalardır. O dönemin estetik anlayışını ve tasarımcının ruhunu taşır. Arşiv tasarımlar, markaların arşivinde saklanabilir ya da müzelerde sergilenebilir. Arşiv tasarımlar özellikle kırmızı halı etkinlikleri, özel davetler veya sergilerde yer almak üzere ortaya çıkabilir. Örneğin Paris’teki Louvre Müzesi’ndeki “Couture” Sergisi’nde birçok markanın arşiv tasarımı yer almıştır.
KAYNAK: https://pinkymedya.com/2025/05/25/cannes-film-festivalinde-yeni-kirmizi-hali-kodlari/
Bu haber doğrusal yazım modeli ile yazılmıştır.